Yengemi Hamileykende Sikiyorum – Ensest Öykü
Merhaba arkadaşlar. Adım Murat, 35 yaşındayım, kendime ait işyerim var ve evliyim. Evleneli 5 sene kadar oldu. Karım hamile olduğundan, epeydir sikişemiyoruz. Anlayacağınız çok azmış durumdayım. Sürekli pørnø sitelerinde, seks hikayeleri sitelerinde geziniyorum. Burada okuduğum hikayeler beni aşırı derecede azdırıyor ve beni adeta yengeme yöneltiyordu. Dayımla evlendiklerinden beri yengemle aram hep iyidir. Yengem 48 yaşında, hoş bir hatun. Yaşının verdiği bir vücuda sahip, göğüsleri fazla olmasa da yeterince dolgundur. Zayıf bir kadındır, yaşından dolayı biraz göbeği ve kalçaları var. Ama bu kadın benim için bir saplantı oluvermişti. Yasaklar her zaman güzel ve cezbedicidir. 31’lerimi süsleyen yengemi bir şekilde yatağa atmalıyım diye düşünüyordum sürekli.
Bir gün dışarda halletmem gereken bir iş için ofisten çıktım. Yengemlerin oturduğu mahalleye yakın geçiyordum ki, belki yengemi görürüm düşüncesi ile onların sokağına saptım. Ve gerçekten de yengem elinde torbalar çarşıdan dönüyordu. Tam apartmanlarının önünde araba ile yanına kadar yanaştım ve “Güzel bayan, nereye gidecekseniz götüreyim!” diye laf attım. Yengem sinir olmuş bir şekilde arabaya doğru döndü, ama ben olduğumu görünce güldü ve “Aaa Murat? Ne işin var burada?” dedi. “Tesadüfen geçiyordum yenge, seni görünce durdum!” dedim. “İyi gel yukarı, kahve filan içeriz!” dedi. Aslında tam aradığım fırsattı bu, ama cesaret edemiyordum. “Yok gelmeyim yenge, ama işin yoksa sen gelsene benimle! Çok trafik olan bir yere uğramam lazım, park edecek yer yok, kısa sürecek, arabada beklersin. Oradan da güzel bir yere gideriz, sana birşeyler ısmarlarım!” dedim. Yengem, “Bilmem ki…” filan dese de, ikna ettim ve arabaya bindi.
Arabada sohbet ede ede, işimin olduğu yere geldik. Yengem arabada beklerken, ben işimi hallettim arabaya döndüm ve “Söyle bakalım yenge, nereye götüreyim seni? Nereye gitmek istersin?” dedim. “Valla bilmem ki Murat, dayın beni hiç bir yere götürmez! Sen bilirsin nerelere gidileceğini!” dedi. Karımla hep gittiğimiz Boğaz’da bir çay bahçesine götürdüm yengemi. Altımızda bir park ve önümüzde Boğaz manzarası vardı. Yengem, “Ayy çok güzelmiş Murat burası! İyi ki gelmişim seninle, dayınla evlendiğimden beri evdeki dört duvardan başka birşey görmüyorum! Hiçbir yere götürmez beni mendebur herif!” dedi. Orada epey bir oturduk, çay kahve içtik. Kendimi adeta lisede sevgilisiyle okuldan kaçan bir genç gibi hissediyordum. Bir süre sonra yengem saate bakıp, “Kalkalım!” dedi. “Ne güzel oturuyorduk yenge, biraz daha oturalım!” dedim. Ama yengem, “Yok Murat, saat kaç oldu baksana canım! Birazdan dayın da, Zuhal de eve gelir!” dedi. “Tamam yenge, ama başka bir gün yine geleceğiz, söz mü?” dedim ve yengemin elini tuttum. Yengem gülerek, “Tamam, tamam!” dedi ve kalktık.
Eve dönerken arabada yengem, “Murat, bu günden kimseye bahsetmeyelim, her ne kadar kocamın yeğeni de olsan, bu durum yanlış anlaşılabilir!” dedi. “Tamam yenge!” dedim. Yengemle çok güzel vakit geçirmiştim ve eminim ki yengem için de bu böyleydi. Arabadan inerken yengem bana teşekkür edince, ben de, “Esas ben sana teşekkür ederim yenge, bugün seninle kendimi liseli aşıklar gibi hissettim!” dedim. Yengem gülerek, “Ben de canım!” dedi ve arabanın kapısını kapattı. Apartmandan içeri girmesini bekledim. Yengem içeri girerken önce etrafa şöyle bir baktı, sonra bana göz kırparak kaçamak bir el salladı. İnanamıyordum bu olanlara, yengemin evliliğinde eksik olan birşeylerin olduğunu tahmin ediyordum, ama bu kadar kısa sürede aramızda böylesi bir yakınlaşma olacağını düşünemezdim.
Araba ile sokaklarından uzaklaşır uzaklaşmaz yengeme telefon ettim. Daha ilk çalışında açtı telefonu ve bana, “Kalp kalbe karşıymış, ben de tam seni arayacaktım!” dedi. “Hayırdır, ne oldu yenge, söyle?” dedim. Ama o, “Yok önce sen söyle!” dedi. Gerçekten liseli aşıklar gibiydik ve birbirimize (Sen söyle! Hayır sen söyle!) deyip duruyorduk. Ben ister istemez güldüm bu duruma. Yengem bu sefer tutturdu neden güldüğümü öğrenmek istedi. Ben artık bu konuşmalardan iyice cesaret alarak, “Ben yarın da seni alabilirmiyim diye sormak için aramıştım yenge!” dedim. Yengem de, “Çok erken çıkamayabilirim ama, seni işinden etmek istemem!” dedi. “Yok yenge, elemanlar bensiz de halleder işleri, sen bana saat ver yeter!” dedim. Yengem güldü ve “Zuhal saat 08:00 gibi gidiyor okula, ama dayın biraz geç çıkabilir, onun için saat veremiyorum, beklemen lazım!” dedi. “Beklerim ben, önemli değil!” dediğimde, “Tamam o zaman, dayın da evden çıkınca ararım seni, gelir alırsın beni!” dedi.
Telefonu kapatamıyorduk bir türlü, birbirimize saçma sapan sorular soruyor, aralarda suskunluk olunca, “Eee, hadi konuşsana!” diyorduk birbirimize. Aynı liseli sevgili konuşmaları gibiydi. Yaklaşık bir saat kadar bu şekilde konuştuk telefonla. Yengem, “Kapı çaldı, dayın geldi galiba, ben seni yarın dayın gidince ararım!” dedi ve telefonu kapattı. Çok garip hissediyordum kendimi, hem heyecanlı hem de mutluydum. İki dakika sonra yengem aradı ve “Gelen kapıcıymış, alınacak bir şey var mı diye sormaya gelmiş!” dedi. Bir yarım saate yakın daha konuştuk yengemle, dayım gelince kapattı telefonu.
Ertesi gün sabahtan elemanlara ofise gelemeyeceğimi haber verip, direkt yengemlerin mahallesine gittim. Arabada bekliyordum. Dayım saat 11:00 gibi anca çıktı evden. Dayım daha apartmanın kapısından çıkarken yengem beni aradı, “Dayın şimdi çıktı!” diye. Ben, “Gördüm!” deyince yengem güldü, “Aaa, sen burada mısın? Dur hemen geliyorum!” dedi ve 10 dakikada çıktı hemen. Üzerine çok hoş bir elbise giymiş ve makyaj yapmıştı. Benim için süslenmişti yengem ve bu beni mutlu etmişti. Dolu dolu bir gün daha geçirmiştik yengemle, parklarda gezmeler falan. Bir haftadır artık hergün yengemle geziyorduk. Dayımın ve kızının eve gelmesine yarım saat kalana kadar benimleydi yengem. Sevgililer gibiydik, ama daha birbirimize bunu açıkça söylemiyorduk.
Yine birgün gezdikten ve yengemi eve bıraktıktan sonra, (herzamanki gibi) telefonla konuşuyorduk. Kapı çalınca yengem, “Dayın geldi canım, yarın konuşuruz!” deyip telefonu kapatacakken, yengeme, “Seni seviyorum!” dedim. Yengem de, “Ben de seni seviyorum canım!” deyip kapattı telefonu. Çok mutluydum. Ertesi sabah erkenden gittim yine mahallelerine. Dayım da o gün Zuhal ile birlikte saat 08:00 gibi çıktı evden. Hemen yengemi aradım ve “Çıkıyor musun yenge?” diye sordum. Ama yengem, “Bugün çıkmasak olur mu canım ya?” dedi. “Neden?” diye sordum. Yengem üzgün bir ses tonu ile, “Dün dayınla epey tartıştık. Dayın, (Son günlerde evde hiç iş yapmıyor musun?) diye kızdı bana. Onun için bugün ev işleri ile uğraşayım!” dedi. “O zaman ben size geleyim yenge, zaten kapıdayım!” dedim. Yengem ise, “Birisi falan görür!” dedi. “Görseler ne olacak ki yenge? Ben sizin yeğeninizim, bir şey olmaz!” dedim. Yengem de, “Tamam, ama sen yine de kimseye gözükmeden gel!” dedi.
Hemen apartmana yöneldim, telefon kulağımdaydı ve yengem ile konuşuyordum. Ben kapıya yaklaşınca yengem otomatiğe bastı. Kimse görmeden hemen kata çıktım. Yengem kapıyı hafif aralamış bekliyordu. Hemen içeriye girdim. Yengem, “Kimse görmedi dimi?” diye sordu. “Yok görmedi!” dedim. Kalbim küt küt atıyordu. Yengem de bir o kadar heyecanlıydı. O eve sürekli girmiş olmama rağmen, şimdi yengemin sevgilisi olarak gizlice girmiştim ve evde yengemle baş başaydık. Salona geçtik ve koltuğa oturduk. “Dayım gelmez dimi?” diye sordum. Yengem de, “Yok gelmez, gelirse de senin geçerken uğradığını söyleriz!” dedi.
Yengemin üzerinde halen sabahlık vardı ve koltukta yan yana oturuyorduk. Artık icraata geçmenin zamanıydı. Yengemin elini tutarak ayağı kaldırdım. Göz göze bakıyor, ama hiç konuşmuyorduk. Yengeme, “Seni seviyorum!” dedim, yengem de, “Ben de seni seviyorum!” deyince, yengemin dudaklarına yapışıverdim. Çılgınlar gibi öpüşüyorduk. Bir elimi göğsüne atmış okşarken, diğer elimle de kalçalarını okşuyordum. Yengemin de artık dayanacak hali yoktu ve o şekildeyken pantolonumu çıkartmaya çalışıyordu. Kısa sürede birbirimizi tamamen soymuştuk. Yengem elimden tutup, yatak odasına doğru yöneldik.
Yatak odasına girdiğimizde kendimizi hemen yatağa bıraktık. Deliler gibi sevişirken, yengemin bacaklarının arasındaki yerimi aldım. Hemen içine girmemi istediği belliydi, çünkü bacaklarını hemen aralayıverdi. Elimle sikimi tutup yengemin amının dudakları arasına koydum ve daha içine sokmadan o iri kahverengi göğüs uçlarına yumuldum tekrar. Ben onları öpüp emerken, yengem kulağımı yalıyor ve ısırıyordu. Yengem kulağıma fısıldayarak, “Hadi aşkım, gir içime artık!” dedi. Sikimi yavaş yavaş amına sokmaya başladım. Yengemin amı tamamen sulanmış, vıcık vıcık olmuştu. Birkaç saniye sonra sikim yengemin amına tamamen gömülmüştü. Amının içi alev alev yanıyordu. Biraz git gel yapmamla beraber, yengem altımda inleyerek ve zangır zangır titreyerek orgazm oldu, boşaldı. Ben sikmeye devam ettim, ama kısa süre sonra ben de içine fışkırarak boşaldım.